Başlıyoruz'a başlamak

Blog adı tamam.E blog'u açtık oda tamam.Akılda bir sürü yazacak metin var oda tamam.Eee şimdi Başlıyoruz'a , nasıl başlayacağız sevgili okur?

Öncelikle seni en içten duygularımla selamlıyorum.Ne yapacağım biliyor musun?Bu blogu neden ziyaret ettiğini,blogu ziyaret etmenin sana ne katacağını ve neden buraya tekrar tekrar gelmen gerektiğinden bahsedeceğim sana...Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da öncelikle aramızdaki bilinmeyenleri kaldırmamız lazım.Bunun içinde öncelikle sana kendimi tanıtarak başlayayım diyorum.Ben seni çok iyi tanıyorum,çünkü daha bu satırları yazarken bile seni gözlerimin önünde canlandırmak hiç de zor olmuyor.Neyse...Çok uzatmadan;başlayalım :)

            19-20 yaşlarında daha yaşının kesin olarak tam olduğunu bile bilmeyen bir genç.Memleketi Manisa,3 yaşından beri İstanbul'da yaşayıp hayatının son senesinde Ankara'ya göç eden -beyin göçü deniliyor ya hani ondan şey ettim- ne olduğunu ne yaptığını bilmeyen sıradan biriyim işte,sizden biriyim,senin gibiyim.CV yazar gibi hissetmiyorum ilk defa şükürler olsun.Çünkü biliyorum ki ne sen benim patronum olacaksın ne de ben senin emirlerine uymak zorunda olan bir 'Modern Köle'.Üstelik CV'lerdeki mecburi resmiyetliğin yerine muhteşem bir samimiyet seziyorum aramızda.Neyse,nerde kalmıştık?
           İlkokul ve ortaokul mevzusu bugünlerde ortaya çıktı bilirsin.Bizde birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar aynı okulda okumak vardı.Ben bu eğitim sürecimi 'Yıldırım Beyazıt İlköğretim Okulu'nda tamamladım.Evimin 3-4 metre yakınlarında güzeller güzeli canım bir okulumdu falan işte.Sonra hep bu bilinmemezliklerim yüzünden saçma bir düz liseye gittim.Bilinmemezlik diyorum çünkü ta o zamandan nereden başlayacağımı bilmediğim için lise tercihlerini kaçırdım ve alelade mahalle arasında bir düz liseye gitmek zorunda kaldım.Ne hoştur ki ben liseye girdikten 1-2 yıl sonra da düz lise bir anda meslek lisesine dönüştü ve bir sürü türünü tanıyamadığım 'Ergen Nesil' ile birlikte lisemi bitirdim;'Şevket Sabancı Lisesi'.Lise hayatında kopya istemek için yanaşan,hatta sevgili olmayı deneyen,hatta ve hatta sırf aynı memleketliyiz diye akraba çıkartmaya çalışan bir sürü insancıkla birlikteydim.İnsancık diyorum çünkü kopya için bunları yapmak hiç bir insana yakışmaz.Daha fazlasını da gördüm elbet,bilirsiniz işte sıradan meslek liselerini...
           Üniversite.UNUVURSUTU.Nefret ediyorum bu kelimeden.Bak şimdi hiç egoistlik falan algılama ama Meslek lisesinden mezun olup üniversite kazandım ben.Derslerde hocalarla sosyal medya muhabbetinin yapıldığı -hatta bazen daha fazlası- teneffüslerinde bahçeye çıkıp oksijen almak yerine tuvaletlerinde sigara dumanının solunduğu bir lise.İlginç ve hoş bir tesadüftür ki Üniversitemin adı da 'Yıldırım Beyazıt Üniversitesi' oldu.Şimdi ilkokul ismimi aklında tutmamışsındır diyerek tekrarlıyorum çünkü biliyorum ki sıradan insanların hangi okulda okuduğu bizi bağlamaz.Hoş tesadüf diyorum çünkü üniversitem ile ilkokulumun ismi aynı -sanki lise öylesine okunmuş gibi-
            Ahh her neyse...Ne uzattın be falan deyip sıkılmadın umarım.Yine bu bilinmezliklerim yüzünden tercih dönemimde ne yapacağım ne edeceğim diye düşünürken milyonlarca bölüm arasından -milyonlarca diyorum çünkü o dönemde Türkiye'de olmayan bölümleri bile düşündüm- kendime en uygun olduğunu düşündüğüm bir bölüm buldum;'Yönetim Bilişim Sistemleri'
Nam-ı değer 'Management Information Systems'-böyle deyince daha havalı oluyor-
Şimdi bu blogu ziyaret eden birisi olarak biliyorum ki kafanda üniversiteye dair bir çok soru işareti var ve belki de bu bölümü yazmak istiyorsun ama tereddütlerin var.Ben senin için denek oldum ve yazdım.Başıma gelecekleri,hali hazırda gelmiş olanları da yazıyorum ki gelip gelmeme kararını kendin verebil.
Neden bu blogu ziyaret etmelisin?
         Kaçınılmaz gerçektir ki eninde sonunda iyi ya da kötü hepimiz üniversite kapısından içeri bir şekilde girecek.Sen girmeden önce giren birisi olarak -ne kadar saçma bir cümle oldu bu- içeride neler olduğunu sana anlatmak istiyorum ki hazırlıklı gel.Zira buralarda hazırlıksız yakalandığın her şey ileriki hayatında sana negatif etkiler yükleyebilir ve seni bir adım geri atabilir.Bu nedenle sana diyorum ki Gel -ne olursan ol yine gel- İçinde az biraz okuma sevgisi varsa zaten bloglarımı sıkılmadan usanmadan okursun , emin ol sana faydası dokunacak bir sürü tecrübem var ve bu tecrübeler seni hep bir adım ileride tutacak.

Ne olduğunu,ne olacağını,ne yapacağını bilmen;bilmiyorsan da öğrenmen dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder